Regresyon terapisi, bir kişinin anılarında geriye doğru gitmesine yol gösterme sürecidir. Zihin gençlik anılarına, çocukluk veya bebeklik dönemine, rahime veya “can anıları”na gidebilir. Bu can anıları yaygın biçimde “geçmiş yaşamlar” olarak bilinmektedir.

Regresyon terapisinden faydalanmak için tekrardoğuş inancına sahip olmak şart değildir. Aslında, birkaç bin geçmiş yaşam regresyonu yapmış olmama karşın bu anıların ne olduklarını hala anlayabilmiş değilim. Bunlar:

· kişinin farklı bedenlerde tekrar tekrar bedenlenmesinden doğan bireysel can anıları,

· kişinin egosunun fantazileri veya kişiliğinin ihtiyaçları,

· Carl Jung’un “kolektif bilinçaltı” dediği şeye erişim,

· arşetipik anılara uzanma,

· bilim adamları tarafından henüz keşfedilmemiş bir ruhsal DNA olabilirler.

Belki de insanlar geçmiş yaşamlarından söz ettiklerinde zaman zaman yukarıdakilerin hepsine ulaşmaktadırlar. Bununla birlikte, kendi tecrübelerimden ve dünyanın dört bir yanındaki meslektaşlarımın tecrübelerinden yola çıkarak bildiğim şey şudur ki, hepimiz başka zamanların ve başka yerlerin anılarına sahibiz. Ve en önemlisi: Biler bu anılardan etkilenmekteyiz!

Regresyon Terapisinden en iyi yarar görebilecek olan kişilerin, a) sürekli olarak tekrarlanan, ve b) bu yaşamlarında hiçbir anlama sahip değilmiş gibi görünen bir sorunu veya meseleleri vardır. Aşağıdaki örnekleri, bu iki olasılık olarak ele alabilirsiniz. Şüphesiz, kişinin bir regresyon terapistini görmesine yol açan pek çok başka neden de olabilir.

a) Adına “Jane” diyeceğim bir hastam erkeklerle ilişkilerinde tekrar tekrar aynı davranış modelini izlemektedir. Genelde, bağımsız ve güçlü bir genç kadındır ama bir ilişkiye girer girmez kendisini kaybetmekte; hayatındaki erkeğin kulu kölesi olup mutsuz ve depresif bir hale girmektedir.

b) “Jim”in ise yalnızca bu yaşamına bakıldığında, akla yatkın görünmeyen bir su korkusu vardır.

Genelde, ilk seansta regresyon terapisti hastanın sorunu ve hayatının genel hatları hakkında bilgi toplar ve bir regresyon seansının neler içerdiğini anlatır. Regresyon yaptırmakla ilgili sorular veya kaygılar ele alınır. Çoğunlukla, eğer hasta belirgin sorununun “kökündeki sebebi” arayıp bulmak için bilinçaltını keşfe çıkmaya hazırsa bir başka tarih için randevu alır.

Kökteki sebebe gitmek, hastanın bilinçaltındaki bilgileri ve anıları ortaya çıkarabilir. Bu anılar unutulmuş veya gömülmüş çocukluk deneyimlerinden, annenin deneyimlerinin veya duygularının özümsenmesiyle ilişkili olarak rahim içi anılarından ya da bir geçmiş yaşamdan kaynaklanabilirler.

Vermiş olduğum gerçek hasta örneklerinde:

a) Jane 1800’lü yıllarda, İngiltere’deki zengin ve nüfuzlu bir ailenin evinde çalışan yaklaşık 12 yaşında bir hizmetçi kız olduğuna ilişkin anılara gitti. (Bu yaşamında ABD’de yaşamaktadır ve hiç ülke dışına çıkmamıştır). Geçmiş yaşamının anılarında, evin beyi her istediğinde kızdan fiziksel açıdan faydalanıyordu. Kızın hiç gücü yoktu. Kız hamile kaldığında evin hanımı, aslında kocasının eğilimlerinden haberdar olduğu halde çok öfkelendi ve kızı suçlayıp evden kovdu. Genç kızın gidecek başka yeri yoktu, sonunda sokaklarda çalışan ve hayatta kalabilmek için erkeklere bel bağlayan bir fahişe oldu.

b) Jim’in anıları onu açık denizde, büyük bir balıkçı teknesinde olduğu bir ana götürdü. Güçlü ve tecrübeli bir denizciydi; kasırga gibi güçlü bir fırtına aniden üstlerinde patlayana dek kendine güvenli biriydi. Jim tekneye çarpan ve onu bir oyuncak gibi savuran ürkütücü dalgaları, mürettebatın tekneyi kontrol edemeyişlerini ve canlarını kurtaramayışlarını tarif etti. Sonunda geminin batışını ve soğuk sulardaki ölümünü anlattı.

Bu iki örnekte, hastalar korku, kızgınlık ve çaresizlik duygularından geçerek, yani bu deneyimleri yeniden yaşayarak serbest bırakabilmişlerdir. Bugünkü yaşamlarının belirli ve kendine has kalıplarını anlayabilmişler ve geçmiş yaşam tesirlerinin onları nasıl engelleyip tuttuğunu görebilmişlerdir. Jane otomatik bir şekilde itaatkar davranmaya başlayıp hayatındaki erkekleri memnun etmeye çabaladığını anladı. Jim ise bu yaşamında suya karşı duyduğu mantıksızca korkunun sebebini öğrendi. Bu gibi anılar bilinçdışı zihinden bilinçli farkındalığa çıkartılırken, sıkışmış veya bloke olmuş enerji serbest kalır ve yeni adımlar daha büyük bir özgürlükle atılabilir.

Regresyon terapisi hem sanat hem bilimdir. Bilim olarak, “danışan odaklı” bir iyileştirici tedavi şekli olarak kabul görmektedir. Regresyon terapisi, terapistin teşhiste bulunmasından çok, tüm yanıtların hastanın bilinçdışı zihninde yattığını kabul etmektedir. Uygulamayı yapan kişi de hastanın zihninin anılarında geriye doğru gitmesine, sebeb(ler)e ulaşıp keşfetmesine ve bunları yeni bir çerçeveye oturtmasına yol göstermek amacıyla çeşitli teknikler ve beceriler kullanmaktadır.

Sanat olarak regresyon terapisi, uygulamacının yaratıcı ve sezgili zihnini gerektirir. Hastanın anılarında veya deneyimlerinde nereye gideceği asla bilinemez. Şefkat ve empati hasta tarafından enerjetik olarak hissedilmektedir. Eğer bunlar eksikse, hasta anıların bilinçaltından yükselmesine izin verecek şekilde kendini serbest bırakamayabilir.

Regresyon terapisi zihinsel ve duygusal açıdan dengeli olmayan kişilere uygun değildir. Yalnızca merak eden birine de önermem, sonuç çoğunlukla tatmin edici olmayacaktır.

Kendisini daha derinden araştırıp keşfetmeye hazır olan bir kişi için, sürekli olarak tekrarlanan bir davranış kalıbı sebebiyle acı çeken ya da kendini sıkışmış hisseden bir kişi için veya ruhsal yolu (bunu her nasıl görüyorlarsa) izleyen biri için regresyon terapisi muazzam yararlar sağlayabilir ve derin bir iyileşme sunabilir. Bence, regresyon terapisi, kişinin ruhunu bu yaşamda kendisini tam anlamıyla ifade edebilmesi için özgürleştirmektedir.

Dr. Janet Cunningham

Çeviren: Yasemin Tokatlı